MATEMATİK SAYFASINA HOŞGELDİNİZ
MATEMATİĞİN DOĞUŞU
SAYMAK:
Sayı saymasını bilmeyen çoban,
sürüsündeki hayvanlar kadar taşı cebinde taşıyordu. Sürüde eksik olup olmadığını
anlamak için taşlar ile hayvanları birebir eşliyordu. Bu yöntem bizim çok iyi
bildiğimiz, iki kümenin elemanlarının eşlenmesinden başka birşey değildi.
Taşlar fazla ise eksik hayvan var demekti.
Ama
bu kadar çok taşı taşımak hiçde kolay bir iş değildi. Bu ağırlığı her seferinde
taşımamak için bir buluş yaptı. Bir kemik alıp üzerine her hayvan için bir
çentik açtı. Gerektiğinde çentikler ile hayvanları eşlemeye başladı. Artık bir
sürü taş taşımak yerine çok daha hafif olan kemiği taşıyordu.
SAYMANIN TARİHİ
Sayılar insanlığın
tarihi kadar eskidir. Sözlü saymanın ne zaman başladığını bilmiyoruz. Sayılara
yazmaya başladıklarında daha henüz konuşmalarını yazamıyorlardı. Yani "Orada
kocaman bir hayvan var" diye yazamadan, 37 sayısını basit simgeler kullanarak
yazabiliyorlardı. MÖ 30 000 döneminden kalan bazı kalıntılarda sayılar
bulunmuştur.
Yazının bulunması için 25 000 yılın daha geçmesi
gerekti.
SAYMA
SİSTEMLERİ
İlk sayma sistemleri birebir
eşlemeye dayanıyordu. Bu yöntem küçük sayılar için kullanışlıydı. Örneğin 4
sayısı !!!! gösterimi ile gösteriliyordu. Sayılar
büyüyünce yüzlerce arka arkaya sıralanmaya başladı. Bu şekilde yazılan iki
sayının aynı sayı olup olmadığını anlamak bile zordu.
İşte size ünlü matematikçilerin ibret verici hayatları aşağıdaki resmi tıklayın....
©Bu sayfa Matematik öğretmeni Nurullah Tayipoğlu tarafından hazırlanmıştır